Ben Sana Mecburum
Cem Karaca
Ben sana mecburum bilemezsin Belki haziranda mavi benekli çocuksun
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Büyüdükçe büyüyor gözlerin Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Ben sana mecburum bilemezsin Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
İçimi seninle ısıtıyorum Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Bu şehir o eski İstanbul mudur Kötü rüzgar saçlarını götürüyor
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Kaldırımlarda yağmur kokusu Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ben sana mecburum sen yoksun Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Ölmek kimi zaman rezilce korkuludur Sus deyip adınla başlıyorum
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan Ben sana mecburum bilemezsin.
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun